Türk Ödeme Sistemi TROY’un Yaygınlaştırılması Devlet Politikası Olmalıdır!

Daha önceki yazımızda da defaatle ifade ettik, bugün biz kendi paramızla kendimizi bir yabancıya izletiyoruz. Nerede bulunmuşuz, nereye ne kadar harcama yapmışız,

Türk Ödeme Sistemi TROY’un Yaygınlaştırılması Devlet Politikası Olmalıdır!

Türk Ödeme Sistemi TROY’un Yaygınlaştırılması Devlet Politikası Olmalıdır!
06.TEMMUZ.2019

Sürekli söylüyorum ve söylemeye de devam edeceğim. Tam ve gerçek bağımsızlık ancak ve ancak ekonomik bağımsızlıktan geçer. Bunun için de ekonominin temel değişim aracı olan paraya ve para yerine geçen ödeme araçlarına hakim olmak en az üretim araçlarına hakim olmak kadar önemlidir. Bugün ülkemiz 17-25 Aralık olaylarından bu yana açıkça bir eko,nomik ve siyasi saldırı altındadır. Allah’a hamdolsun ki bunca saldırıya ve yapılan bunca hataya rağmen ülkemiz, bazı alanlarda sıkıntı yaşasa da, hala ayaktadır ve inşallah bu süreçlerden daha da güçlenerek çıkacaktır.

Ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın da katkılarıyla, Rusya başta olmak üzere bazı ülkelerle yerli paralar üzerinden ticaret yapmaya başlamıştır. Ancak bu husus ülkemiz ekonomisinin kırılgan yapısı, dolarizasyonun yüksek boyutlarda olması ve ödeme sistemlerine hakim olmamamız nedeniyle istenilen düzeyde gelişememiştir. Ancak buna rağmen bizim ısrarla yerli paralarla ticareti geliştirmemiz, bu hususta gerektiğinde yerli para ile ödemeyi sübvanse etmek dahil teşvik vermemiz ve doların ve bize düşmanlık eden ülkelerin ekonomilerini kendi elimizle desteklemememiz gerekiyor.

Kendi ekonomimizi ve ödeme sistemimizi destekleme adına çok önemli olan ve Bankalararası Kart Merkezi tarafından Türkiye’nin Ödeme Yöntemi’nin kısaltması olarak isim alarak çıkarılan TROY geçen 3 yıl içinde 7,5 milyon karta ulaştı. Sayı ilk başta çok gelse yaklaşık 210 milyon kartın olduğu Türkiye’de bu rakam yaklaşık % 3’e tekabül etmektedir. Daha önceki “Yerli ve Milli Ödeme Sistemimiz TROY Neden Çok Önemli” başlıklı yazımızda da belirttiğimiz gibi ülkemizde kartlı ödeme sistemimiz % 98 oranında VİSA ve Mastercard gibi Yahudi güdümlü ve ABD menşeli firmalara bağımlı durumdadır. Yapılan kartlı işlemlerin % 98’den fazlası yurt içinde gerçekleşmesine rağmen ödeme sistemimizin tam tersi oranda, yani % 98 oranında, yabancılara bağımlı olmasının mantıklı bir izahı maalesef bulunmamaktadır. Ülkemizde yerli ve milli olan ödeme sisteminin teşvik edilmesi gerekirken bazı banka çalışanları tarafından dahi yurtdışında geçmiyor diye TROY’un yerine VİSA ve Mastercard gibi ödeme sistemlerinin teşvik edilmesi tam anlamıyla bir gaflet örneğidir.

Daha önceki yazımızda da defaatle ifade ettik, bugün biz kendi paramızla kendimizi bir yabancıya izletiyoruz. Nerede bulunmuşuz, nereye ne kadar harcama yapmışız, ne satın almışız, kime ne kadar bağışta bulunmuşuz bunların hepsini yabancılara kendi elimizle verdiğimiz gibi üstüne üstlük birde yıllık 130 milyon dolar gibi bir komisyon ücreti altında bu adamlara para ödemekteyiz. Bunun bugünkü kur ile reel değeri yaklaşık 800 milyon TL (800 Trilyon TL)’dir. Düşünebiliyor musunuz kendimizi izletmek için en az % 98’ini engelleyebileceğimiz bir ödeme sistemi için yabancılara yıllık 800 milyon lira para veriyoruz. Üstelik bu adamlar ülkemizde 5 kuruş dahi vergi vermemektedir. Diğer bir ifade ile almış oldukları bu komisyon ücretinin tamamını yurtdışına çıkarmakta, katma değerin tamamını kendi ülkelerine aktarmaktadırlar.

Bununla yetinse tamam diyeceğim ama 2016’daki hain darbe girişimini açıktan destekleyen, FETÖ elebaşını beslemeye devam eden, PKK-YPG terör örgütüne gözümüze soka soka tırlar dolusu silah gönderen ABD ekonomisine resmen kendi elimizle destek olmaktayız. Diğer bir ifade ile kendimize sıkılan kurşunun parasını yine biz ödemekteyiz. Adamlarda bunu bildiklerinden resmen bizimle dalga geçmektedir. Çünkü terör örgütünü desteklerken dahi ceplerinden neredeyse hiç para çıkmamakta, bunun parasını dahi bize ödetmektedirler. Üstelik ödeme sistemimiz bunlara bağlı olduğu için de istedikleri zaman ödeme sistemini kilitleyerek ekonomimizi şoka uğratma riskini de taşımaya devam etmekteyiz.

Rusya Kırım’ı işgal ettiği zaman VİSA ve Mastercard buradaki çalışmalarını durdurarak ödeme sistemini kilitlemiştir. Bunun üzerine Rusya bir kanun çıkararak kendi yerli ve milli kartlı ödeme sistemini olan MİR’i çıkarmış ve bunun kısa sürede ülkede yaygınlaşmasını sağlamıştır. Öyle ki VİSA ve Mastercard belki de şuan bu ülkedeki faaliyetlerini durdurduğuna pişman olmuşlardır. Rusya söz konusu ödeme sistemini sadece kendi ülkesinde değil diğer ülkelerde de geçerli olmasını sağlamak için çalışmalarına devam etmektedir. Geçen ay ülkemize gelen 5 milyonu aşkın Rus vatandaşının zorluk yaşamaması için ülkemizin en yaygın özel bankası olan İş Bankası ile işbirliği anlaşması imzalanmıştır. Böylelikle Rus kartlı ödeme sistemi MİR, İş Bankası pos veATM'lerinin bulunduğu heryerde geçerli hale gelmiştir. Bu sayede Rus ödeme sistemi artık uluslararası geçerlilik kazanmış bulunmaktadır. Söz konusu bu kazanım ileride diğer ülke ve bankaları da içine alacak şekilde genişlediğinde, Ruslar da artık uluslararası alanda geçerliliği bulunan bir ödeme sitemine sahip olmuş olacaklardır.

Burada bizi ilgilendiren husus ise neden biz kendi ödeme sistemimizi kendi ülkemizde bile yaygınlaştıramadığımız sorusudur. Sayın Cumhurbaşkanımız bas bas yerli ve milli olmanın önemini anlatmaya çalışırken, atamış olduğu kişilerin bunun önemini kavrayamamış olması düşündürücüdür. Oysa ki Türkiye Bankalararası Kart Merkezi tarafından çıkarılan yerli ve milli ödeme sisteminin devlet politikası olarak uygulanması, gerekirse bu hususta kanun çıkarılması ve bu işlemlerin Rusya’da olduğu gibi Merkez Bankası tarafından yürütülmesi, BDDK tarafından yerli ve milli ödeme sisteminin yaygınlaşmasını zorunlu kılacak düzenlemelerin biran önce hayata geçirilmesi gerekirdi. Hatta bununla yetinmeyip aynen Rusya’nın yaptığı gibi başta Katar ve Azerbaycan gibi dost ve kardeş ülkeler olmak üzere islam ülkelerinde ve ikili ilişkilerimizin iyi olduğu diğer ülkelerle anlaşmalar yapılarak hem TROY’un bu ülkelerde de geçerli olmasının sağlanması, hem de düşmanımızın hegemonyasının kırılması yönünde adımlar atılması gerekmektedir. Ancak şu ana kadar bu hususta bir adım atılmadığı gibi Bankalararası kart Merkezinin % 46’dan fazlasını elinde bulunduran kamu bankalarında dahi TROY’un yaygınlaşmasının yapılmadığı/yapılamadığı görülmektedir.* Bugün sadece Ziraat Bankası’nın 20 milyonun üzerind kartı bulunduğu halde elinde bulunduğu kartların % 95’ten fazlası TROY logolu olmayan kartlardır. Üstelik Ziraat bankası hala kredi kartı olarak TROY’u vermemektedir. Vakıfbank ve Halk Bankası TROY hususunda daha önde hareket etmelerine rağmen maalesef bu bankalarda da istenilen yaygınlaşma sağlanamamıştır. (*Merkez Bankası şuan hakim ortak olmuştur ancak istenilen ivme hala yakalanamamıştır)

TROY'un yaygınlaşmasında vatandaşların da bazı ihmalleri olduğu açıktır. Henüz kuruluş ve apalama aşamasında olan TROY’un geçmediği yerler olabilir, bazı sıkıntılar yaşanabilir. Ancak bunlar asla bizler için yerli ve milli ödeme sistemimizi desteklememizin önünde engel olamaz. Üstelik bu sorunların birçoğu bugün itibari ile çözülmüş bulunmaktadır ve çözülmeyenler de en kısa sürede çözülmeye çalışılmaktadır. Eğer ki devletimiz TROY’un yaygınlaşmasını devlet politikası haline getirirse söz konusu problemler hem daha kısa sürede çözülecek hem de yerli ve milli ödeme sistemimiz çok daha kısa sürede istenilen yaygınlaşmaya ulaşacaktır.

Bugün islam alemi kan içindedir. Ancak kendisine sıkılan kurşunu kendisi finanse eden Müslümanlardan başka bir toplulukta yok maalesef. Eğer ki ülkemiz önderliğinde İslam İşbirliği Teşkilatı altında TROY ve yerli kartlı ödeme sistemlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması sağlanabilirse 2 milyarlık islam aleminin gerçek gücü ortaya çıkacaktır. Bu sayede Yahudi ve onun güdümündeki başta ABD ve batı dünyası olmak üzere, Müslümanlara zulüm eden Çin dahi geri adım atacak, yaptığı veya yapmayı düşündüğü işlemlerde artık iki defa düşünmek zorunda kalacaktır.

Bu konuda şu olay hepimize örnek olmalıdır. Hindistan’a giden yol bulunup da buraların zenginlikleri İngilizler tarafından sömürülmeye başlandığında, daha kısa olmasına rağmen Sina yarım adası kullanılmamıştır. Bunun yerine İngilizler Ümit Burnunu dolaşarak bu ürünleri ülkelerine ulaştırmışlardır. Bunda ki esas sebep Osmanlı Devletine vergi vermemek ve Osmanlı Devletini bu gelirlerden mahrum bırakarak zayıflatmaktır. Bugün biz TROY’u yaygınlaştırarak hiçbir gelir elde edemesek bile düşmanımızın gücünü zayıflatmayı başarabiliriz. Tüm İslam ülkelerine bu sistemi veya muadilini kurarak Yahudi’nin ve onun güdümündeki batı dünyası ve Çin’in gücünü zayıflatabiliriz. Bu sayede Müslümanlara yapılan zulümlerin bir nebze olsun azalmasına katkıda bulunabiliriz.

Bu nedenle vakit kaybetmeksizin artık yerli ve milli ödeme sistemimizin başta ülkemiz olmak üzere tüm islam ülkelerinde ve de venezuella başta olmak üzere ilişkimizin iyi olduğu tüm ülkelerde geçerliliğini sağlayacak politikaları bir an önce hayata geçirmeliyiz. Bu hususta Cumhurbaşkanımızın inisiyatif alması, bürokratların da artık bu hususta gerçekten çaba alması gerekmektedir. eğer ki bunu başarabilirsek 3-5 sene içinde ülkemizin ve İslam aleminin ne kadar farklı bir yere geleceğini hep birlikte göreceğiz.

Saygılarımla…

Ömer DEMİRDAŞ

Yorumlar

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış

Yorum Yaz

İlgili Haberler

Sınır tanımayan israf geri dönüşüm işçilerini bile şaşırtıyor
Antalya

Sınır tanımayan israf geri dönüşüm işçilerini bile şaşırtıyor

10 yıldır geri dönüşüm işi ile uğraştığını belirten Tuncer Pelit, çöpte en çok da parası uğruna çalıştıkları ekmekle karşılaşınca üzüldüğünü belirtti. "60-70 bin TL’lik ürünün dörtte birini tüketip atıyorlar"

Antalya Varsak Yaylası’nda Süregelen Elektrik Kesintileri Vatandaşı Bıktırdı
Antalya

Antalya Varsak Yaylası’nda Süregelen Elektrik Kesintileri Vatandaşı Bıktırdı

Varsak Yaylası’nda son iki gündür aynı saatlerde yaşanan elektrik kesintileri, bölge sakinlerini çileden çıkardı. AEDAŞ’ın sorumluluk alanında olan yaylada devamı haberimizde

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Kırkpınar’a bir kez daha adımızı yazdırdık”
Antalya

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Kırkpınar’a bir kez daha adımızı yazdırdık”

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin iki başpehlivanı Yusuf Can Zeybek ve Mustafa Taş finalde güreşti. Kıran kırana geçen müsabakanın ardından rakibi Mustafa Taş’ı eleyen Yusuf Can Zeybek Kırkpınar’ın yeni başpehlivanı oldu. Yusuf Can Zeybek’e altın kemeri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz takarken, kupasını CHP Genel Başkanı Özgür Özel verdi. 663. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Edirne Sarayiçi Er Meydanı'nda yapıldı.

Antalya Aksu'da Yerleşim Yerlerine Yakın  Yangın  Seralar Zarar Gördü
Aksu

Antalya Aksu'da Yerleşim Yerlerine Yakın Yangın Seralar Zarar Gördü

Antalya ili Aksu’ya bağlı Fatih ve Macun Mahallelerinde öğle saatlerinde henüz belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangın kısa sürede rüzgarın da etkisiyle büyüdü.

663. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri başpehlivanlık yine Antalya'da
Antalya

663. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri başpehlivanlık yine Antalya'da

663. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Başpehlivanlık finalinde Mustafa Taş'ı yenerek üst üste ikinci kez Başpehlivan olan hemşehrimiz Yusuf Can Zeybek'i kutluyoruz.

Hasan Mavi  İş Kazası Vefat Korkuteli Antalya
Korkuteli

Hasan Mavi İş Kazası Vefat Korkuteli Antalya

Antalya ili Korkuteli ilçesi Sanayi Esnaflarından Hasan Mavi İş Kazasında hayatını kaybetti